Kundalini Yoganın Uyumlaması: Vücut - Zihin Teknolojisi

kundalini

Kundalini yoganın uygulamalarıyla vücut - zihin sistemimizde açacağımız yeni nöron yolları; “ben böyleyim”, “bu benim” dediğimiz tüm formları yeniden yapılandırmanın anahtarını bize veriyor.

Dijital araçların kullanımı ve yaşam şeklimizin bunun etrafında şekillenmesinin zihinsel sağlığı tehlikeye soktuğu pandemiden önce bile konuşulurken, pandemiyle birlikte dijital ekranlara kilitlenen hayatlarımızda destek ihtiyacı iyice arttı. “Bu süreçte zihinlerimizi kullanma şeklimizin de bu hıza adapte olabilmesi için ‘insan işletim sistemleri’nde de gerekli güncellemelerin yapılması beklenir oldu”. Bu sözler geçtiğimiz yıl vefat eden ve Alicia Keys, Kate Hudson, Demi Moore, Jennifer Aniston gibi pek çok tanınmış ismin hocası ve modern kundalini hareketinin öncülerinden olan RA MA Institute’un kurucusu Guru Jagat’a ait.

1968 yılına kadar Hindistan’da çok gizli bir şekilde öğretilen, insan bilincinin ve bilinçaltının gelişmesini sağlayan kundalini yoga, üstat Yogi Bhajan’ın önce Kanada’ya ve daha sonra Los Angeles’a gidip yogayı dünyaya duyurma çabalarıyla geniş kitlelere ulaşmış. Dünya çapında Yogi Bhajan’ın kundalini sistemini öğreten öğretmenlerin benimsediği temel felsefe; “sağlıklı, mutlu ve tüm olmak herkesin doğuştan hakkıdır”.

Hollywood’da pek çok başarılı ismin çalıştığı ve özellikle prenatal, yani doğum öncesi kundalini dersleriyle bilinen bir başka tanınmış kundalini hocası da Golden Bridge Global Yoga’nın kurucusu 79 yaşındaki Gurmukh Kaur Khalsa. Yayımlanmış iki kitabı daha olan Gurmukh’un öğrencileri arasında Cindy Crawford, Gwyneth Paltrow, Al Pacino, Russell Brand gibi isimler var. Pek çok yerde karşımıza çıkan “Yoga kendinizi geliştirmekle ilgili değil, kendinizi kabul etmekle ilgilidir” sözü de Gurmukh’a ait.

Kundalini yogaya “zihnin teknolojisi” denmesinin bir sebebi var: ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi verecek 3000 yıllık yogik geleneğin tekrar yüzeye çıkışı. Kriya’lar (kundalini yogaya has nefes - meditasyon birleşimleri), mudra’lar (mühür niteliğinde özel el işaretleri), meditasyon ve mantra uygulamaları ise bu teknolojinin parçaları ve hepsi aslında bu geleneğe birer erişim kodu. Bu kodlar, doğru kullanıldığında kişi kendi içindeki mutlak enerjisine, netlik ve şefkatine, varlığıyla bütünlük içinde hareket etme yeteneğine ulaşabilsin diye tasarlanmış. Halihazırda bizde mevcut olan bu kodlara ulaşımımızı zaman içinde bir şekilde kaybetmişiz. Kundalini içimizdeki bu mutlak güce yeniden ulaşmamız için gereken itici güç diyebiliriz.

Kundali yoganın uygulamalarıyla vücut - zihin sistemimizde açacağımız yeni nöron yolları; “ben böyleyim”, “bu benim” dediğimiz tüm formları yeniden yapılandırmanın anahtarını bize veriyor. Daha iyi bir kod ve yol yazarsak bir önceki yolu geride bırakabiliriz. Kundalini yogada yapılan pratikler nöroendokrin sistemimizi çok özel bir şekilde etkiler. Çocuklukta öğrendiğimiz, bizde var olan bazı davranış şekillerinin değişmesine ve beynin nörolojik hızının artmasına sebep olur. Neokorteks, beynin evrimleşmesiyle ilgilenir. Batı bilimi de yogik bilimin çok uzun zamandır bildiği bu bilgiyi artık kanıtlayabilir hâle gelmiştir: Meditasyon yapan kişilerde beynin ön lobu değişime uğrar. Yaptığımız kısa veya uzun nefes ve meditasyon uygulamalarıyla beynin aslında tekrar eğitilip değişmesini sağlamış oluyoruz.

Kısacası olayların oluş biçimini algılayışımız, çocukluk anılarımız veya kişisel gerçekliğimiz diye adlandırdığımız konulara bakış açımız, aslında neokortekste yer alıyor ve kundalini pratiğinde yapılan uygulamalarla bunun değişip dönüşmesini sağlayabiliyoruz. Böylece geleceğimizin nasıl şekillenmesini istediğimizden hafızamızda kayıtlı olan bazı hatıraları algılama biçimimize, davranışlarımızı tamamen dönüştürmekten çok daha olumlu ve kuvvetlenmiş bir versiyonumuza dönüşmeye, birçok imkanın kapısını açıyor kundalini pratikleri. Bu aslında hepimizin en derinde arzu duyduğu şey. İşte kundalini yogaya “zihnin teknolojisi” denmesi de buradan geliyor.

Astrolojik olarak içinde bulunduğumuz kova çağında, hümaniter yani insancıl yaklaşımların, toplumların ve öz değerlerin daha çok destek göreceği; hepimizin de buna uyumlanmak için kendi insani değerlerimizi daha yükseğe taşımamız gerekeceği salık veriliyor. Astrolojiye göre içinde bulunduğumuz çağ, okuyup öğrenme değil, kişisel olarak “deneyimleme” çağı. Her kundalini seansında meditasyonlar, mantra’lar, pranaya’lar (nefes çalışmaları) ile kendi bedenimizi deneyimleyerek aslında buna da hizmet etmiş oluyoruz.

Kundalini yogada fiziksel ve psikolojik bedene hizmet eden binlerce farklı form var. Düzenli şekilde uygulanmasıyla bilgi ve tedaviyi kendi içinizde bulabildiğiniz için bir nevi kendi kendinizin psikoloğu ve doktoru oluyorsunuz. Modern dünyanın kültürel olarak kabul görmüş ama aslında yer yer bizi hipnotize eden dijital havasından sıyrılıp varoluşun en kuvvetli hâlinde titreşerek yaşamayı mümkün kılıyor kundalini pratikleri. Kısa uygulamalarıyla anlık ruh hâlinizi yükseltebileceğiniz gibi, uzun ve düzenli uygulamalarla hayatınızı dönüştürebilirsiniz.

Peki, nereden başlamalı? Dünyada pek çok farklı merkezde veya bire bir hocalardan kundalini yoga tekniklerini öğrenmek ve uygulamak mümkün. Online eğitim için Gurujat’ın kurucusu olduğu RA MA Insititute farklı kundalini öğretmenleriyle dikkat çekerken, Türkiye’de kendine özgü kundalini ve hareket dersleriyle bire bir seanslar veren, zaman zaman kanser hastalarıyla da çalışan Movement is Healing’in kurucusu Diana Jaramillo öne çıkıyor.

Kaynak: Vogue

Kundalini Yoganın Uyumlaması: Vücut - Zihin Teknolojisi Hakkında S.S.S.

0 Yorum

Yorum Yaz

e-Posta adresiniz açık bir şekilde yazılmayacaktır. * alanlar zorunludur.

0 yorum